Sosyal Medya

TEKNOLOJİ

Aylarca havada kalabilecek! 'Uçan otel' tanıtıldı

Nükleer enerjiyle çalışacak devasa uçan otel Sky Cruise'un iddialı tasarım videosu yayımlandı. İlgi çekici tasarımın, 2040 yılına kadar gerçekleşebilecek bir proje olduğu belirtiliyor.

 
Yapay zeka yönetiminde ve nükleer enerjiyle çalışan 5 bin kişi kapasiteli iddialı bir uçan otel tasarımı paylaşıldı.
 
Devasa uçan otel konseptinde restoranlar, alışveriş merkezi, spor salonları, tiyatro ve yüzme havuzu bulunuyor.
 
Nükleer enerjiyle çalışacak devasa uçağın ayrıntılı animasyonunu hazırlayan Hashem Alghaili, bunun "ulaşımın geleceği" olabileceğini söylüyor.
 
Aylarca havada kalabileceği düşünülen tasarımın 2040 yılına kadar gerçeğe dönüştürülmesi hedefleniyor.
 
NÜKLEER YAKITA TEPKİ
 
Devasa uçan otel tasarımına nükleer enerjiyle çalışacağı için eleştiriler de geliyor.
 
Uçan otelin düşmesi durumunda büyük bir felakete yol açabileceği belirtiliyor.
 
Sky Cruise, tam 20 adet motoru bulunan ultra büyük bir uçak. Bu motorlar, nükleer füzyonla çalışıyor. Füzyon reaksiyonları sırasında ortaya çıkan enerjinin büyüklüğü de uçağın yıllar boyunca havada kalmasını sağlıyor.
 
Uçakların mükemmel teknolojiler olmadığının farkında olan tasarımcı, Sky Cruise bakımlarının da havada yapılacağını, bunun dünyada bir ilk olacağını ifade ediyor.
 
Bu devasa uçak, aslında bir kompleks. İçerisinde çok sayıda restoran, yüzme havuzu, AVM, tiyatro ve spor salonu barındıran hayali uçak, Alghili'ye göre düğün gibi organizasyonlar için de kullanılabilir. Ancak uçağın tasarımını gören kişiler bunun gerçeklikten çok uzak olduğunu söylüyorlar.
 
PEKİ NÜKLEER ENERJİ İLE ÇALIŞAN ARAÇ VAR MI?
 
ABD, dünyanın ilk nükleer denizatlısı olan Natilus'u (Nautilus) 1955 yılında denize indirmiştir. Bu gelişmelere paralel olarak, aynı teknoloji Uçak Gemileri için de ciddi faydalar sağlayacaktı. Çünkü 100.000 ton ağırlık seviyesindeki bu gemiler hızlı hareket kabiliyetine ihtiyaçları vardı. Ayrıca içinde yaşayan 5000'e yakın personelin yaşam kalitesini sürekli sağlamak konusunda eşsiz bir performansa sahipti. 1960 yılında ABD'nin denize indirdiği ilk USS Enterprise Kruvazörü 8 nükleer reaktör ünitesi ile desteklenmekteydi. Ertesi yıl denize indirilen USS Long Beach uçak gemisini ise, sadece 2 üniteli nükleer reaktör ile çalışıyordu.
 
1962 yılında ise Amerikan donanmasındaki nükleer gemilerin sayıları bile, inandırıcılığı zorlar hale gelmişti; çalışan 26 nükleer denizaltı ve üretim aşamasında kızaklarda 30 denizaltı! Bu sayılar nükleer gücün denizcilikte yarattığı devrimin işareti olmaktaydı. ABD'nin o yıllarda kurmayı tasarladığı dünya donanması için enerji maliyet giderleri ciddi bir engeldi ve o engel de atom enerjisi ile aşılmıştı. Atom ya da nükleer gücün; 2. dünya savaşını bitirirken yeni bir enerji çağını da başlattığını idrâk edenlerin sayısı ise oldukça azdı.
 
Elbette aynı teknoloji bu esnada dünyadaki diğer ülkelerce de kullanılmaya başlanmıştı. İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin sıradaki dört ülkeydi. Westinghouse ve GE Amerikan donanması için reaktör üretirken, Rolls-Royce de Kraliyet donanmasına PWR tipi reaktör üretmekteydi.
 
Bu dönemde Rusya ise, kurşun-bizmut soğutmalı rektör tasarımını devreye soktu. Yarışta geri kalmamak amacı ile yeterli güvenlik kriterlerini sağlamadan üretim yapan Rusya'nın başına bu süreçte çeşitli kaza problemleri gelmeye başlamıştı. Değişik tarihlerde meydana gelen beş denizaltıdaki reaktör kazaları ve sayısı bilinmeyen radyasyon sızıntıları ile uğraşmakta olan Rusya problemlerini ancak 1970 yılları sonrası geliştirdiği üçüncü nesil PWR reaktörler ile aşabilmiştir. 1950 ile 2003 yılları arası Rusya 248 nükleer denizaltı ve 5 destroyer üretmiştir. Bu gemiler içinde ise toplam 468 nükleer reaktör kullanılmıştır. 2006 yılı itibari ile sadece 60 tanesi kullanım halindedir. Bu sayılar, savaş sanayine yatan korkunç paraların sadece nükleer olanlarını ifade etmektedir.
 
Son denizatlısını 1995 yılında Sevorodvinsk sınıfı olarak denize indiren Rusya ayrıca bir rekora da imza attı. En büyük denizaltı olan 26.500 tonluk Taypoon sınıfı denizatlıyı iki adat 190MW gücünde PWR reaktör ile donatarak donanmasına kattı. Hemen ardından 24.000 tonluk Oscar-2 sınıfı (Kursk benzeri) deniz altısını yine benzer nükleer reaktör ile denize indirdi. Bilindiği gibi 2000 yılında Kursk adlı denizaltı kuzey kutup bölgesindeki bir tatbikatta atışa hazırlanan bir torpidonun kovanında patlaması neticesi batmış yapılan gayretlere rağmen içindeki sağ kalan 118 Rus denizci kurtarılamamıştır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.