KARADENİZ
ÇAYKUR Genel Müdürü Alim, birinci sürgün değerlendirmesi
ÇAYKUR Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim, birinci sürgün döneminde 314 bin 500 ton yaş çay aldıklarını, üreticilere 1 milyon 206 bin 155 lira ödeme yapacaklarını bildirdi.
ÇAYKUR Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim, birinci sürgün döneminde 314 bin 500 ton yaş çay aldıklarını, üreticilere 1 milyon 206 bin 155 lira ödeme yapacaklarını bildirdi.
Alim, Ziraat Çay Bahçesi'nde düzenlediği basın toplantısında, 17 Mayıs'ta başlayan birinci sürgün yaş çay alım döneminin sona erdiğini söyledi.
Geçen yıl mayıs ayında 246 bin ton yaş çay aldıklarını ifade eden Alim, "Bu yıl mayıs ayında ise 314 bin 500 ton yaş çay aldık. 33 günde çayı bitirmiş olduk." diye konuştu.
Alim, bu süreçte kontenjan ve kotanın sıkıntılı gibi gösterildiğini dile getirerek şöyle devam etti:
"Bizim günlük kapasitemiz 9 bin 50 tondur. Bunun haricinde alacağımız her bir kilogram çay için ya kapasiteyi zorlayacağız, ya çayı dökeceğiz ya da yakacağız. Biz çayı yakmadan ve dökmeden bunu işlemeyi birinci sürgün döneminde başardık. Hatta ikinci ve üçüncü günlerden itibaren aldığımız yaş çay 11 bin ve 12 bin ton civarında oldu ancak biz bunu bir gün ötelemeyle hem üreticiyi zorlamadan hem de çayı da muhafaza ederek tamamını işemiş olduk. Bu anlamda hiçbir sıkıntı yaşanmadı. Yaşamadı derken bazıları sağda solda söylüyor Bizim kulağımıza da geliyor ve okuyoruz. Konuşmak kolay rahat gibi. Hiç de kolay ve rahat gibi olaya bakmıyoruz. Çayı bilen birisi olarak bunu söylüyorum."
"ÇAYKUR, çayın lokomotifidir"
Zamanında çay da topladığını, bunun ne kadar zor bir iş olduğunu bildiğini belirten Alim, şunları söyledi:
"O zorlukları, sıkıntıları ve güzelliklerini de biliyorum. Slogan şeklinde de zaman zaman söylüyoruz. 'Çay damarlarımızdaki kan gibidir diyoruz.' Çay bu bölge için olmazsa olmazdır. Çay döneminde öyle tuhaf ve öyle ilginç şeyler yapıyoruz ki hakeza 'çay bitsin', 'nedir bu', 'bela vermek' farklı farklı söylemlerde bulunmak gibi. Şükretmemiz gerekirken farklı anlamlarda kullanıyoruz. Bu anlamda yaptığımızın doğru olmadığını düşünüyorum. ÇAYKUR, çayın lokomotifidir. ÇAYKUR olmadığı zaman çayın bu değerinin olmayacağını da biliyoruz. Çayın çöpüne varıncaya kadar her şeyini değerlendiriyoruz ve değerlendirmeye de devam ediyoruz."
Alim, 50 bin ton kuru çay stokuyla kampanyaya girdiklerini ifade ederek, "15 Mayıs itibarıyla satmış olduğumuz çay da 58 bin ton. Zaman zaman bu da eleştiriliyor. ÇAYKUR'un aşırı derece stokları var bunlar eritilemiyor diye. Satışlarımızı kesinlikle yeterli bulmuyoruz. Bunun için çalışıyoruz. Hiçbir çayda olmayan çay kalitemiz var diyoruz. Bugün itibarıyla 80 bin ton kuru çay satışımız gerçekleşti. Didi soğuk çayda da 42 milyon litre satışımız oldu. Burada da yıl sonu hedefimiz 100 milyon litreyi aşmak." dedi.
İkinci sürgün yaş çay alımlarının 2 hafta içinde başlayacağını bildiren Alim, şunları kaydetti:
"Mayıs ayında 123 bin 715 ton yaş çay aldık. Bunun karşılığında 468 milyon 155 bin lira ödemeyi de birkaç gün içinde yapmış olacağız. Haziran ayında ise 190 bin 785 ton yaş aldık. Bunun karşılığında 738 milyon liranın ödemesini temmuz ayının sonuna kadar yapmış olacağız. Birinci sürgün döneminde toplam 314 bin 500 ton yaş çay aldık. Bunun karşılığında ise üreticilere 1 milyon 206 bin 155 lira ödeme yapmış olacağız."
Alim, 'ÇAYKUR, üreticileri özel sektörün kucağına atıyor' gibi bir söylem olduğunu dile getirerek şöyle dedi:
"Hiç öyle birşey yapmadık. Tam tersine kilogram boşluk bulabildik onu bile değerlendirdik. Bir kilogram bile alay edilircesine konuşuldu. Bir kilogram da neymiş. 200 bin üretici var. Bir kilogram verdimi onun ÇAYKUR'a dönüşünün ne olduğunu kimse düşünmüyor. Kampanyayı açtığımızda 4 gün peş peşe 100 kilogramdan alım yaptık. 4 günden sonra 3 gün peş peşe 50 kilogramdan çay alımı yapıldı. Daha sonra ki günlerde, 30, 25, 20 ve 15 kilogramdan alım yapıldı. Moralimizi bozmadan çalışıyoruz. CİMER'e şikayet ediyor. 'Yusuf Ziya Alim'i görevden alın', 'kontenjan 10 kilogram olur mu?', '10 kilogramdan çay mı biter?' 15 kilogramın altına inemezsiniz' diye tüm fabrikalara talimat verdik. Bunu bile adam bilmiyor. Bu üretici değildir. Oturduğu yerden yaz bir şey, laf olsun diye yazan kişiler. 15 kilogramın altında inilmediğini herkes biliyor. Bu bile farklı algılandı ve algılanmak istendi. Ne yaptıysak ve ne yapıyorsak çay, ÇAYKUR ve üreticilerimiz için yapıyoruz."
Cenk
Temmuz 05, 2021 Pazartesi 18:51
1- 3 tonun altında olan üreticilerinin çayını 3 hafta içinde alın.İnsanlar her gün bir bez çay için alimyerine gelemez..Sonra KAPAK ARKASI na yöneliyorlar...2--AKtarmaları Batı ya doğru yapınca Doğu dakı üreticiler şanslı mı oluyor.?..3-Neden bazı yetkileri Fabrıka müdürlerine bırakılmıyor? Suistimal mi oluyor?..4- Alimyeri KOTA sı neden uygulanmıyor...O alimyerinde 1 kişi erken başlamiş çay topluyor bu uygulama ile ceza mı verilmiş oluyor..5- 30.gün olmuş hala 50 kg kota uyguluyorsunuz; kimsede çay kalmamış kalan 2 üreticiyi başkalarının hesabına çay yazdırmaya mahkum ediyorsunuz..6- İstanbul mütahitlerini ve Batumcu kumarbaz ve ötelcilerinin ( neyi kast ettiğimi herkes anladı) çay üreticisine ne kadar zarar verdiği görülmüyor mu?...7--Özel sektör hala Kayıt dışı çalışıyor..2700 den çay alım yapıp yıl sonu ÇAY ITHALATI nı mı bekliyorlar..8-Üreticeye verilen ZAMMIN yarısını ÖZEL SEKTÖRE verin; Özel sektör de Devlet fiyatından alım yapsın.Aradakı fark kapanmiş olur..Çaya zam istemiyorum..Özel sektörü düzenleyin yeter.